“Deli Muntz” lakaplı işadamı, kendisini ileri bir seviyeye taşıyacak, aynı zamanda da TV işine hız katacak bir otomobil üretme fikrine kapılmıştı. Ancak “çılgınlıkta” o kadar ileri gitti ki, markayla birlikte kendi de iflas etti.
İlk yapıldığında başarısız olmuş, şanssızlıklarla karşılaşmış bir otomobilin, “deli” lakaplı pazarlamacı, TV yıldızı ve mucit bir işadamı tarafından üretilmesinden bahsedeceğim bugün. Üstelik öylesine sıradan bir otomobil de değil... Kendisi kısa ömürlü olsa bile, ileride Amerikan otomobil endüstrisine “kişisel lüks otomobil” kavramını ve buna uygun modelleri kazandıran bir “mihenk taşı”ndan söz edeceğim. Adını pek de duyduğunuzu sanmıyorum ama söyleyeyim: “Muntz Jet” ya da ilk zamanlardaki adıyla Kurtis Sport...
Frank Kurtis, California’da otomobil kültürünün içinde büyümüş, serpilmişti. 14 yaşındayken kariyerine Los Angeles’ta bulunan bir karoseri şirketinde “çırak” olarak başlamıştı. O dönemde özel otomobil yapanlara da karoserici ya da karoseri imalatçısı denilmekteydi. Burada ustalığını geliştiren Kurtis, ardından kendi işini kurmakta ve özel araçlar yapmaya başlamakta gecikmedi. “Kurtis-Kraft” şirketini kurarak, Indianapolis Pisti’nde ve çamurlu parkurlarda yarışmak isteyenler için özel yarış otomobilleri üretti.
Projeden cayıldı
Bu konuda hayli başarılı olan ve yarış otomobili siparişleri alan Kurtis, Hollywood filmlerine de özel araçlar yaptı. Taa ki, 1948’te kendisinden “dünyada tek” denilebilecek bir otomobil yapması istenilene kadar. O dönemin büyük Amerikan otomotiv üreticilerinden “Studebaker”, yeni süspansiyon sistemlerini ve V8 motorunu tanıtabilecek özel bir otomobil istemişti ondan. Kurtis, hurdaya ayrılmış 1941 model bir Buick’ten ilham alarak, tamamen farklı bir otomobil tasarladı. Bu otomobilin ileride talep görmesi halinde seri üretilebileceği ve Studebaker bayilerinde bile satılabileceği hayalini kurmuştu.
Ancak daha aracı toplamaya başlayamadan, Studebaker, V8 projesini iptal etti. Bundan biraz hayal kırıklığına uğrayan Kurtis, yılmayıp, bu kez motor tedariki için Ford’a yöneldi. Fiberglass, alüminyum ve çelik parçaların karışımından oluşan otomobil, harika bir tasarıma sahipti. Frank Kurtis, bunu kendi başına üretmeye karar verdi ancak bir süre sonra da projeye olan ilgisini ve heyecanını kaybetti. O zamana kadar “Kurtis Sport” adını verdiği araçtan 15 adet üretmişti.
Ve Muntz çıkagelir!
Ancak projenin tozlu raflara kalkmasına bir kişi engel olur. Zira Güney Californialı ve “deli” lakaplı Earl Muntz, söz konusu aracın tasarımını 200 bin dolara kendisine satması için Kurtis’i ikna eder. Peki Muntz kim midir?
Aslında yaşı 50’den aşağı olanlar, şimdi vereceğim ipucuyla “Hadi yaaa, o muymuş?” diyecektir. Zira daha genç olanlar, otomobillerdeki “8 kanallı kartuş kasetli teypleri” pek bilmez. Muntz, işte bunun da icadını yapan kişidir aslında ve aynı zamanda da imal ettiği televizyonların reklamlarını yaparken, “Tee Vee” lafını ağızlara dolayan da... TV setleri ve kasetçalar üretimi, ikinci el araç satışı filan derken hatırı sayılır bir servet edinen Earl Muntz, “kendi reklamını kendisi yapan adam” olarak da biliniyordu. Kendi adına bir otomobil imal etmesi, kullanılmış otomobil showroomlarına daha fazla insan çekmek anlamına gelebilirdi.
Emniyet kemeri de var
Frank Kurtis, Kurtis Sports’u “Muntz Jet” haline dönüştürmek için şasiyi uzattı, arka koltuklar ekleyerek dört kişilik hale getirdi. Cadillac’ın yeni 331 cubic-inch V8 motoruyla işe başlarken, sonraki modellerde Lincoln’ün makineleri tercih edildi. Tamamen deriden döşemeler, ön konsolda yumuşak deri ayrıntılar, torpido gözü, orta konsolda eşya bölmesi, emniyet kemerleri gibi ayrıntılar eklendi donanıma. Bu da aracı daha lüks bir hale getirdi. Hatta döşeme seçenekleri arasında “Muntz tarzı” unsurlar da vardı. Mesela “timsah derisi” döşeme alınabiliyordu. Hatta minibarı ve buz kovası da isteğe bağlı araca konulabiliyordu. Ayrıca yolda kendisini ön plana çıkaracak renklerde alınabiliyordu otomobil: Mor, pembe, beyaz, likör yeşili gibi...
Zamanının en lüks ve en hızlı üstü açık otomobillerinden biri olmuştu Muntz Jet. Thunderbird ve Corvette’ye kök söktürüyordu. Hatta Muntz, Ford’un Thunderbird’ü Jet’ten ilhamla tasarladığını söyleyip duruyordu. 5 bin 500 dolara satılıyordu ancak Muntz, her bir araçtan 1000 dolar zarar ediyordu. Bunun üzerine Muntz, zora düşmeye başladı ve 198 adetten sonra Jet’in üretimi sona erdi. Kendisi de iflasın eşiğine geldi ve TV üretimini de bitirdi.
Ancak daha sonra bir yatırımcı bularak, TV üretimi işine geri döndü. Bu arada araç içi müzik sistemleri yaptı, “8 kanallı teyp kartuşunu” icat etti. Kayıplarını telafi etti. Ama otomobil işine dönmedi...
Yeni bir sınıf yarattı
Muntz Jet, bugün bile pek çok açıdan Citroen DS ya da Tatra T867 gibi çok özel bir araç olarak kabul ediliyor. Hatta bir mihenk taşı ya da yol gösterici de denilebilir. Her ne kadar, Muntz’un iddia ettiği gibi, Jet’in Thunderbird’e ilham perisi olup olmadığı tam bilinmese de, başka bir şeye öncülük ettiği biliniyor. O da Amerikan otomotiv tarihinde “kişisel lüks otomobil” (personal luxury car) diye bir sınıfa öncülük etmesi.
Şu dönemde etkisini bir miktar yitirse de, “kişisel lüks otomobiller”, performanstan çok konfor ön planda tutularak geliştirilen ve tasarlanan sportif, zarif coupeleri ifade ediyordu. Amerikan üreticiler, bu tip araçlar için kendi markaları arasında platform paylaşıyor, aynı temelden farklı lüks modeller çıkarıyordu. Örneğin 50 yıl üretimde kalan Cadillac Eldorado, Ford Thunderbird, Studebaker Avanti, Buick Riviera, Mercedes SL450 sayabileceklerimden...
Adblock test (Why?)
Ömrü de ‘jet’ gibi geçip, bitiverdi! - Milliyet
Read More